Türkiye'de Enflasyonda Yavaşlama Sinyali: Faiz İndirimi Beklentileri Güçleniyor

Enflasyonda Yavaşlama ve Yeni Beklentiler

Mayıs 2025 enflasyon verileri, uzun zamandır Türkiye ekonomisinde hissedilen yüksek fiyat artışları için biraz olsun nefes alma dönemi gibi. Tüketici fiyatları aylık bazda yalnızca %1,53 yükseldi; bu, Aralık 2024'ten bu yana kaydedilen en düşük aylık artış olarak öne çıkıyor. Yıllık enflasyon %35,4'te kalarak Kasım 2021'den beri görülmeyen bir düzeye geriledi. Yıllık ortalama enflasyon da Nisan'daki %48,7'den %45,8'e indi. Hatta çekirdek enflasyon da %35,4’e düşmüş durumda.

Bu yavaşlamanın asıl kaynağı, gıda, konaklama ve barınma kalemlerinde fiyat artış hızındaki azalma. Ancak keskin bir fren yapmayan bir alan da var: Ulaşım. Özellikle akaryakıt ve taşıma maliyetlerinde kısmi bir hızlanma dikkat çekiyor. Yani toplumun bütçesine hâlâ baskı yapan kalemler canlılığını koruyor.

Merkez Bankası Ne Diyor, Uzmanlar Ne Bekliyor?

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), yıl sonu enflasyon tahminini %24 seviyesinde tutuyor. Ancak gerçekçiliği artırmak için tahmin aralığını 19 ile 29 arasında bırakıyor. Yani belirsizlik hâlâ yüksek. Başkan Fatih Karahan da tüm açıklamalarında, hızlı bir adım değil, veriye dayalı ve tedbirli bir para politikası izleyeceklerinin altını çiziyor.

Goldman Sachs'tan Clemens Grafe ve Basak Edizgil gibi uluslararası analistler, Mayıs enflasyonundaki bu yavaşlamanın faiz indirimi beklentilerini öne çıkarabileceğini belirtiyor. Ancak uzmanların çoğu, TCMB'nin mevcut fonlama yapısı nedeniyle hızlı bir faiz indirimine hemen gitmeyeceğini söylüyor. Temmuz gibi orta vadede ilk adımların atılması daha muhtemel görünüyor.

Anketlerde de beklentiler değişmiş durumda. 2025 sonu için Martta yapılan tahminlerde enflasyon beklentisi %28,04'e geriledi. Yani piyasada hava biraz daha iyimser. Fakat döviz kurlarındaki dalgalanma ve bazı sektörlerde devlet eliyle yapılan fiyat ayarlamaları, enflasyonun tekrar hız kazanmasına neden olabilecek riskler olarak masada duruyor.

Merkez Bankası son yedi ayda faiz oranını toplamda üç kez indirdi. Özellikle Mart'taki 2,5 puanlık indirim sonrasında politika faizi %42,5’e çekilmişti. Hem bu adımlar hem de yeni veriler, Merkez Bankası’nın Temkinli olup olmayacağına ve yılın ikinci yarısında faizleri daha da düşürüp düşürmeyeceğine dair yeni soruları gündeme taşıyor.

Ekonomideki bu değişimi günlük hayatımızda hissetmek tabii ki hemen mümkün olmuyor. Fiyatların yavaşlamasından çok, vatandaşın geçmişte yaşadığı kayıpları telafi etmek öncelikli bir ihtiyaç haline gelmiş durumda. Yine de piyasalar ve ekonomi yönetimi açısından enflasyondaki yavaşlama, olumlu sinyaller göndermeye devam ediyor.