İsrail-İran askeri güç 2025: Sekiz başlıkta kim önde, olası savaşta ne olur?

İsrail-İran askeri güç 2025: Sekiz başlıkta kim önde, olası savaşta ne olur? Ağu, 24 2025

2025’te İsrail-İran güç dengesi: tablo

Bölgedeki son gerilim, 13 Haziran 2025’te İsrail’in İran’daki nükleer ve askeri tesislere yönelik hava saldırıları ve ardından İran’ın büyük İsrail şehirlerine balistik füze atışlarıyla tırmandı. Masadaki soru basit: Kimin eli daha güçlü? 2025 değerlendirmelerinde Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (IISS) ve Global Firepower verileri, ikilinin rekabetini sekiz ana başlıkta netleştiriyor. Özet: İsrail İran askeri güç dengesi sayıda değil, nitelikte ayrışıyor.

  1. Personel ve yedekler: İran’ın toplam askeri mevcudu yaklaşık 960 bin. Bunun 610 bini aktif, 350 bini yedek. İsrail’de 169.500 aktif, 465.500 yedekle toplam 634.500 personel var. Yani İran sahada sayı üstünlüğüne sahip. İsrail’in farkı ise hızlı mobilize olabilen, eğitimli yedek sistemi. Bu yapı 2023 sonundan beri Gazze operasyonlarında ve kuzeyde Hizbullah’la sınır geriliminde test edildi. İsrail kısa sürede on binlerce yedeği silah altına alabiliyor; İran ise geniş havuzunu uzun soluklu harekâtlar için avantaja çevirebiliyor.

  2. Hava gücü: İsrail’in belirgin üstünlüğü burada. Envanterinde yaklaşık 80 F-35I Adir bulunuyor; bölgedeki tek 5. nesil uçak operatörü. Buna ilaveten modernize edilmiş F-15 ve F-16 filolarıyla toplamda 300’ün üzerinde muharip uçak işletiyor. İsrail bu gücü hassas taarruz, elektronik harp ve ağ merkezli harekâtla birleştiriyor. İran sayıda daha kalabalık (yaklaşık 358 muharip uçak) ama platformların önemli kısmı 1970’lerden kalma ABD ve Sovyet menşeli uçakların ömür uzatılmış versiyonları. Parça temini ve bakım, yaptırımlar nedeniyle kronik zorluk. İran, hava sahasını korumada kara konuşlu füze ve SİHA ağlarına daha çok yaslanıyor.

  3. Deniz gücü: İsrail kalite odaklı, küçük ama vurucu bir deniz kuvveti işletiyor. En kritik unsur, denizaltılar. Beş Dolphin sınıfı denizaltı, caydırıcılığın “ikinci vuruş” bacağı olarak anılıyor. Sahil güvenlik ve devriye unsurları Doğu Akdeniz’de gaz sahaları ve kıyı korumasına odaklanmış durumda. İran ise sayıca büyük bir deniz gücüne sahip: 17 taktik denizaltı, onlarca hücumbot ve hızlı saldırı botu, mayınlama kabiliyeti ve Basra Körfezi’nde asimetrik taktikler. Dar su yollarında sürü hücum ve mayın tehdidi İran’ın doğal avantajı; açık denizde teknoloji ve eğitim farkı İsrail lehine.

  4. Füze envanteri: İran’ın belirgin artısı. Binlerce kısa, orta ve orta menzil üstü balistik füze, seyir füzeleri ve yoğun roket kapasitesi var. Coğrafya da avantaj: İran’ın derinlikte konumlu bataryaları İsrail’in tamamını menzile alabiliyor. İsrail’de füze sayısı daha sınırlı ama hassas vuruş kabiliyetleri yüksek. Uzun menzilli hassas mühimmat, derinlik hedeflerine odaklı ve genelde cerrahi taarruz doktriniyle kullanılıyor.

  5. Hava ve füze savunması: İsrail’in İHA/roket/füze katmanlı savunma mimarisi bölgenin en gelişmişi. Iron Dome kısa menzilli roketleri, David’s Sling orta menzilli tehditleri, Arrow sistemi ise balistik füzeleri hedef alıyor. 2024 Nisan’ında İran’ın çoklu füze ve SİHA saldırısında müttefik katkısıyla yüksek önleme oranları görülmüştü. Buna rağmen doygunluk (saturation) saldırıları stok tüketimi ve sızıntı riski yaratır. İran’ın savunma şemsiyesi ise ağırlıkla S-300 gibi sistemlere dayanıyor; noktasal koruma sağlasa da ülke geneline yayılan, katmanlı bir mimari seviyesinde değil.

  6. İHA ve otonom sistemler: İsrail, İHA teknolojisinin öncülerinden. Heron TP ve Eitan gibi platformlarla keşif-gözetleme, hedef işaretleme ve hassas taarruzda yüksek etkinlik yakaladı. Yapay zekâ destekli hedefleme ve elektronik karıştırma ekosisteminin parçası. İran ise son yıllarda geniş bir İHA ailesi geliştirdi; keşif ve kamikaze SİHA’ları seri üretebiliyor, vekil ağlarına ihraç ediyor. Sayısal çokluk ve maliyet etkinlik İran’a avantaj sağlıyor; ama sensör füzyonu, menzil/veri bağı ve hassasiyet tarafında İsrail önde.

  7. Nükleer boyut: İsrail “nükleer belirsizlik” politikasını sürdürüyor; açık kaynak tahminleri yaklaşık 90 savaş başlığına işaret ediyor. Bu caydırıcılık, doğrudan savaşın tırmanma eşiğini yükseltiyor. İran’ın nükleer silahı yok; programı ilerledi ama nükleer eşik aşılmış değil. Yoğun baskı ve saldırılar, hesaplanmamış hızlanma riskini de beraberinde getirebilir; bu da diplomasinin kritik alanı.

  8. İttifaklar ve dış destek: İsrail, ABD ile derin askeri-istikrari iş birliğine sahip; yıllık yaklaşık 3,8 milyar dolar askeri yardım alıyor ve ileri teknolojiye erişimde ayrıcalıklı. NATO ülkeleriyle birlikte çalışabilirlik düzeyi yüksek. İran, yaptırımlar ve diplomatik baskılar altında. Buna rağmen Rusya ve Çin’le sınırlı-ama-stratejik iş birlikleri ve bölgede Hizbullah, Irak-Suriye grupları, Yemen’de Husiler gibi geniş bir vekil ağı var. Bu ağ, asimetrik yıpratma ve çok cepheli baskı kurma aracı.

Global Firepower 2025 sıralamasında İsrail 0,2311 PowerIndex ile 15’inci, İran 0,2325 ile 16’ncı. Aradaki fark küçük. Bu tablo, İsrail’in teknoloji ve hava-uzay üstünlüğüne; İran’ın sayı, menzil ve vekil ağlarına yaslanan iki farklı güç profilini yansıtıyor.

Olası savaşta ne olur? Senaryolar, sürprizler ve kırılganlıklar

Olası savaşta ne olur? Senaryolar, sürprizler ve kırılganlıklar

Konvansiyonel bir çatışma “ilk gece”yi belirler. İsrail’in hava üstünlüğü, elektronik harp ve hassas mühimmat avantajıyla İran’ın radar, hava savunma, komuta-kontrol ve füze bataryalarına baskı uygulaması beklenir. Ne var ki İran’ın derinlikte, dağıtık ve sahte hedeflerle dolu düzeni, sahte yayınlar ve mobil rampalarla ayakta kalma şansı arar. İsrail’in coğrafi uzaklık ve hava ikmali ihtiyacı ise görev süresi ve sortilerde planlamayı zorlaştırır.

Füze ve SİHA yağmuru senaryosu: İran, doygunluk hedefleyen karma saldırılarla (balistik füze + seyir füzesi + kamikaze SİHA + roket) İsrail’in katmanlı savunmasını yormaya çalışır. Savunma sistemleri çok sayıda tehdidi düşürse bile birkaç sızıntı stratejik etkiler yaratabilir: enerji altyapısı, hava üsleri, limanlar, sivil merkezler. İsrail bu riski dağıtık konuşlanma, sertleştirilmiş sığınaklar ve yedekleme planlarıyla azaltır; ama her önleme pahalıdır, mühimmat stokları hızlı erir. Stok tazeleme ve müttefik desteği kritik hale gelir.

Vekil cepheler: İran için en maliyet-etkin kaldıraç bu. Lübnan’da Hizbullah’ın roket/füze kapasitesi İsrail’in kuzey cephesini sürekli baskılayabilir. Suriye ve Irak’taki gruplar lojistik hatları ve üsleri hedef alır. Yemen’den Kızıldeniz ve Bab’ül Mendep’e yönelen tehdit deniz ticaretini aksatır. İsrail, kuzeyde hava ve topçu üstünlüğüyle angaje olurken, güneyde deniz koridorlarını açık tutmaya çalışır. Çok cepheli baskı, İsrail’in kuvvetini yayar; ama aynı zamanda İran’ın vekil ağını açık hedef haline getirir.

Deniz sahnesi: Basra Körfezi’nde İran hızlı botlar, mayınlar ve anti-gemi füzeleriyle asimetrik baskı kurabilir. Hormuz Boğazı’nda kısa süreli kesintiler bile petrol fiyatlarını zıplatır. Doğu Akdeniz’de İsrail’in deniz koruması, gaz çıkarımı ve kıyı güvenliği kritik. İsrail açık denizde daha yetkin; İran dar sular ve sürü hücumda tehditkâr. Müttefik donanmaların varlığı deniz riskini dengeleyebilir.

Siber ve uzay: Taraflar siber yeteneklerini yıllardır kullanıyor. Enerji, finans, ulaştırma ve medya ağları hedefte olur. Uzayda ise keşif-uydu haberleşmesi, hassas vuruş zincirinin sinir sistemi. İsrail’in sensör füzyonu ve vur-keşfet döngüsü hızlı; İran sayısal SİHA sürüleri ve elektronik karıştırmayla bu döngüyü kırmayı dener. Küçük bir siber sızıntı bile büyük operasyonları aksatabilir.

Lojistik ve sanayi dayanıklılığı: Savaş, stok ve üretim yarışıdır. İsrail yüksek teknoloji mühimmat, hava savunma füzeleri ve hassas kitlerde güçlü; ama küçük nüfus ve kısıtlı sanayi hacmi, uzun savaşta dış tedarik ihtiyacını artırır. ABD ve Avrupa desteği bu noktada belirleyici. İran, yaptırımlar altında “maliyet etkin” füze ve SİHA üretiminde esnek. Parça tedarikinde gri ağlar ve yerli ikamelerle kapasitesini sürdürüyor; doğruluk ve güvenilirlikte İsrail kadar olmasa da sayıyla baskı kurabiliyor.

İç cephe ve sivil koruma: İsrail’de erken uyarı, sığınak ağı ve hızlı müdahale kuvvetleri, sivil kayıpları azaltmayı hedefler. Buna rağmen yoğun füze saldırıları hayatı durdurabilir. İran’da geniş coğrafya ve nüfus dağılımı bazı hedefleri “emmekte” avantaj sağlar; fakat kritik altyapı ve sanayi kümeleri hassas. Psikolojik etki, bilgi savaşı ve medya algısı iki taraf için de sonucu etkiler.

Ekonomi ve enerji: Kısa süreli bir tırmanma bile petrol-doğalgaz fiyatlarını yükseltir, deniz ticaretini yavaşlatır, bölgesel sigorta primlerini artırır. Uzayan bir çatışma, İsrail’in teknoloji ve turizm gelirlerini, İran’ın ise enerji ihracatı ve finans kanallarını yıpratır. Küresel ekonomi, arz şoklarına karşı kırılgan. Bu baskı genelde diplomasiyi hızlandırır.

Tırmanma ve kırmızı çizgiler: İsrail’in nükleer belirsizliği ve ABD’yle yakın iş birliği, İran’ın da vekil ağları ve balistik kapasitesi tırmanmayı riskli kılar. Konvansiyonelde İsrail muhtemelen üstünlük kurar; ama İran’ın yoğun füze ve vekil bileşenli bir “yıpratma savaşı” İsrail’e ciddi maliyet yükler. Saha dinamiği şu başlıklara bakar: İsrail hava üstünlüğünü ne kadar hızlı kurar? İran füze/SİHA stoklarını ne kadar tempoyla ve ne kadar süreyle ateşleyebilir? Hava savunması hangi noktada doygunluğa ulaşır? Müttefikler (özellikle ABD) ne ölçüde devreye girer? Bu sorular yanıt bulmadan “kesin kazanan” yok.

Rakamlar net ama savaş, rakamlardan ibaret değil. Liderlerin risk iştahı, hataların zincirleme etkisi ve tek bir sızıntı füzenin yaratacağı stratejik sürpriz, dengeyi saniyeler içinde değiştirebilir. Bu yüzden askeri tablo ne derse desin, diplomasi penceresi kapandığında herkes kaybeder.